Friday, August 21, 2009

KENTLERİMİZİN DÜNYA ÖLÇEĞİYLE YARIŞMASI

Biliyorsunuz İstanbul, 2010'da Avrupa'nın kültür başkenti oluyor. Devletlerin 21. yüzyılı yakalamalarında ana motor vazifesini kozmopolit metropoller üstleniyor.

Şehirlerimiz nasıl dünya kentleriyle yarışabilir? Kent 2.0 nedir? Hızlı ve cazibe merkezi şehirler nasıl markalarını küresel hale geliyor ve bünyesine insan çekiyorlar?

Bulundukları ülkelerin gözbebeği ve küresel vitrinleri konumunda olan California, New York, Paris, Tokyo, Sidney, Montreal, Şangay, Seul, Londra, Barselona, Vancouver, Stockholm, İstanbul..
21. yüzyılın kozmopolit metropolleri, mıknatıs kentleri ve büyülü şehirleri..
Bu şehirleri küresel cazibe merkezi yapan şeyler nelerdir?
Bu şehirler bilgi ekonomisinin, sanat ve kültür turizminin, dünya çapında üniversitelerin, evrensel kalitede eğitim kurumlarının, güçlü sivil toplum kuruluşlarının, vizyoner şirketlerin, teknoloji üretim ve ARGE merkezlerinin, enstitülerin kalbi. Bu şehirlerde hareketli kültür ve sanat hayatı ve kozmopolit yaşam tarzları var.
21. yüzyılın şehirlerinde sosyal etkin networkler, yenilik üretim merkezleri, kreatif tasarım atölyeleri, kent araştırma merkezleri, teknolojik tasarım merkezleri var.
21. yüzyılın şehirlerinde ilham merkezleri, keşif ve hayal atölyeleri, dijital kütüphaneler, sanat veritabanları, yeni yaşam tasarımları, ilham verici iş ortamları, çocuk yetenek merkezleri, ekolojik yaşam alanları var.
21. yüzyılın şehirleri farklılıkların zenginliğine, yenilikçi kültürlere, sanat vizyonuna, kültür altyapısına ev sahipliği yapıyor.

21. yüzyılın şehirlerinin özgün birer kimlikleri, entegre kent mimarileri ve kreatif ekonomileri var.

21. yüzyılın şehirleri birer yetenek okyanusu aslında. 21. yüzyılın altın yetenekleri bu kentlere göç ediyorlar ve yetenek göçleri bu kentleri zenginleştiriyor. Dünyanın önde gelen yeteneklerini çeken kentler de akışkan kreatif sektörleriyle 21. yüzyılı yeniden tasarlayanlar oluyor.
Harika bir başarı örneğimiz; İstanbul'un 2010'da Avrupa'nın kültür başkenti seçilmesi.

Sosyal Problem: Aşırı göç, ekolojik bozulma, trafik, artan suç oranı, eğitimsizlik gibi nedenlerle şehirlerimizin yaşanmaz hale gelmesi.
Sosyal yenilik: Şehirlerimizin 21. yüzyıl vizyonuyla silkelenmesi, yeniden yapılandırılması, dengeli gelişimi ve çok boyutlu atılımı

Sosyal çözüm modeli: Kültür, sanat, teknoloji, ekonomi, iş, turizm, eğitim alanlarında atılım, yenilik, gelişim, yatırım, iyileştirmeler

Kritik başarı faktörleri: Uzun vadeli düşünme, küresel rekabet etme, kent problemlerine sistemli çözümler bulma, kent bilinci, stratejik kent vizyonu, sistemli işbirliği, kaliteli eğitim, yatırım ve kültür hamleleri, kalıcı eğitim, yatırım ve istihdam projeleri, uluslararası projelere öncelik verme, Avrupa STK'ları ile kaynaşma, küresel iletişim, reklam, dünya kentleri ile diyalog ve işbirliği geliştirme, belediye-devlet-vatandaş-üniversite-sivil toplum-endüstri işbirliği

ÖRNEK VAKA: İSTANBUL, AVRUPA'NIN KÜLTÜR BAŞKENTİ OLACAK

AB Konseyi, İstanbul'un 2010 yılında "Avrupa Kültür Başkenti" olmasını onayladı.
2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi kapsamında AB dışı şehirler sınıfında Ukrayna'nın başkenti Kiev ile yarışan İstanbul, geçen nisan ayında Brüksel'de yapılan jüri toplantısında, Avrupa Parlamentosu, AB Komisyonu ve AB Konseyinin ikişer, Bölgeler Komitesinin bir temsilcisinden oluşan 7 kişilik Seçici Kurul tarafından seçildi.

AB Konseyi, proje için gerekli onayını bugün verirken, Kıbrıs Rum kesiminin karara bir not koydurarak, 2010 projesine ''tüm AB üyelerinin eşit katılımına'' özen gösterilmesi gereği üzerinde durduğu öğrenildi.

DEVLET VE HÜKÜMET DESTEĞİ

Basına konuya ilişkin bilgi veren Türk yetkililer, bu projede yerel ve merkezi yönetimlerle sivil toplum kuruluşlarının somut dayanışma ve işbirliğinde bir ''örnek ve model'' oluşturulduğuna dikkat çekerek, Türk Devleti'nin ve Ankara hükümetinin bu projeye destek iradesinin Brüksel'de anlatıldığını ifade etti.

KÜLTÜR TURİZMİ CANLANACAK

İstanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkenti ilan edilmesinin, kültür turizmini olumlu etkilemesinin yanı sıra birçok tarihi eserin de restore edilerek yeniden kazanılmasına yardımcı olacağına dikkat çekiliyor.

BİNLERCE YILLIK KÜLTÜR MİRASI

Türk yetkililer, konuya ilişkin bilgi verirken, şunları belirtiyor: ''İstanbul, coğrafi konumuyla binlerce yıllık kültürel mirasıyla diğer dünya metropolleri arasında ayrıcalıklı bir konuma sahip. İstanbul, aynı zamanda Türkiye'nin de aynası niteliğinde. Kentin genç ve dinamik nüfusu yaratıcı bir enerji oluşturarak İstanbul'u içinde yer aldığı coğrafyanın en dinamik kentlerinden biri haline getiriyor."

GLOBAL DÜNYADA ÇEKİM MERKEZİ OLMAK

"İstanbul'da özellikle son on yıldır gelişen kültür bilinci kentin kültür yaşamına yansıyor. Böylece İstanbul yalnız İstanbullular için değil tüm dünya için bir çekim alanı, bir kültür ve sanat merkezi niteliğini kazanıyor. Dünya sanat çevrelerinin buluşma noktası haline gelen İstanbul, böylece farklı kültürler arasında esin paylaşımına olanak sağlıyor; global dünyada yerini alıyor, geleceğini şekillendiriyor. 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti projesiyle hedeflerini daha çabuk yakalama olanağını buluyor.''

KENT KİMLİĞİNİN OLUŞUMU

Türk yetkililer, 21'inci yüzyılın dünyada kentler yüzyılı olarak bilindiğini belirterek, şunları anlatıyor:

"Kentler, kimliklerini, kültürlerini canlandırarak, ileriye taşıyarak ve birbirlerine anlatarak oluşturuyorlar. Birbirlerini kültür aracılığıyla daha iyi anlıyor ve daha iyi tanıyorlar. Böylece kültürün nasıl günlük yaşama katılacağı, toplumun her kesimine nasıl yayılacağı gündeme geliyor. Kentsel gelişimin, kentlilik bilincinin özlenilen düzeye ulaşması için kültürel gelişimin vazgeçilmez olduğu biliniyor. Yaygınlaşması içinse hem yönetimlerin hem de sivil toplum kuruluşlarının daha aktif olmaları gerek, bu konularda profesyonel bilgi ve deneyimden yararlanmaları gerekiyor."

AVRUPA TÜRKİYE DİYALOĞUNUN KAVŞAĞI İSTANBUL

"İstanbul'un kültür başkenti olmasıyla hem Avrupa Kültür Başkenti seçilen kent olarak İstanbul zenginleşiyor, hem de dünya kültürüne yaptığı katkıyla global kültür zenginleşiyor. İstanbul, 2010'da Avrupa Kültür Başkenti olmasıyla Avrupa, İstanbul'da kendi kültürünün köklerini keşfedecek ve 'birbirini anlama' yolunda önemli bir adım atılmış olacak."

DEV KÜLTÜR VE SANAT PROJELERİ YOLDA

Yetkililer, "İstanbul'un 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti olması çerçevesinde düzenlenecek etkinlikler hakkında, şu bilgileri verdi: "İstanbul'un adı, tüm dünyada kültür ve sanatla anılacak. AB adaylık sürecinde Türkiye'nin sembolü İstanbul'un aslında Avrupa kültürüyle yüzyıllardır karşılıklı etkileşim halinde olduğu projelerle ortaya konulacak. Kültürel miras sürdürülebilir bir biçimde yönetilecek, kenti daha da bir çekim noktası haline getirecek."

KÜLTÜREL DİNAMİZM VE İSTİHDAM

İstanbul; kentsel dönüşüm, şehircilik, çevresel ve sosyal anlamda kalıcı kazanımlara kavuşacak. Kültür varlıklarımızın korunacağı ve sergileneceği yeni müzeler kurulacak, tarihi binalar yenilenecek ve yeni işlev kazandırılarak halka açılacak. İstanbullular farklı sanat disiplinleriyle kucaklaşacak. Genç ve yetenekli insanlar sanatsal yaratıcılıkla daha yakın bir ilişki kurma olanağına kavuşacak. İletişimden organizasyona, eğitimden tasarıma, yönetimden yaratıcılığa pek çok kişi için istihdam yaratılacak.

İSTANBUL MARKASI PARLAYACAK

Kültür ve sanat projelerini izlemek için gelenler İstanbul'un kültürel zenginliğini, camilerini, kiliselerini, saraylarını, müzelerini de gezecek. Kültür turizmi hareketlenecek, gelişecek. Avrupa ve dünyanın çeşitli ülkelerinden pek çok kültür sanat insanı, yazılı ve görsel basın mensupları İstanbul'a gelecek. Bu çerçevede İstanbul'un tanıtımına ve marka haline gelmesine olumlu katkı sağlanacak.

GURUR DUYULACAK KÜRESEL BİR METROPOL

Avrupa Kültür Başkenti seçilmek Avrupa ile kültürel ilişkilerin yanı sıra ekonomik ilişkilerin de geliştirilmesine katkıda bulunacak. Yeni yapısal çalışmalarla, yöneten ve yönetilenler hep birlikte, el ele, bilgi ve deneyimlerini paylaşırken gelecek için kalıcı ve sürdürülebilir bir modelin de oluşmasını sağlayacak. İstanbullular kentlerinin güzelliği ve sahip olduğu değerleri keşfederken böyle bir kentte yaşadıkları için gurur duyacaklar.

AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ FİKRİNİN GELİŞİMİ

Avrupa Kültür Başkenti fikri, ilk kez 1985 yılında dönemin Yunanistan Kültür Bakanı Melina Merkuri tarafından ortaya atıldı. Aynı yıl AB Konseyi, projenin kapsamını belirledi ve uygulamaya koydu. 1985'ten 2000 yılına kadar AB'ye üye olan ülkelerin kentlerinden biri Avrupa Kültür Başkenti olarak seçildi. 2000 yılına gelindiğinde, yeni binyıl nedeniyle Avrupa Kültür Başkenti unvanı hem birden fazla kente, hem de AB adayı olan ülkelerin kentlerine de verilmeye başlandı. Daha önce bu unvanı alanlar arasında, Atina (Yunanistan), Floransa (İtalya), Amsterdam (Hollanda), Berlin (Almanya), Paris (Fransa), Madrid (İspanya), Lizbon (Portekiz), Selanik (Yunanistan), Brüksel (Belçika) gibi kentler bulunuyor.
(Haber kaynağı: Zaman)

SON ANALİZ:

İstanbul, Türkiyemizin kalbi ve vitrini olarak küresel bir cazibe merkezi olmak zorunda. İstanbul, 21. yüzyılda her açıdan dünyanın en iyi şehir markalarından biri olmalı.

Bunun yolu da kültürden, sanattan, tasarımdan, markalaşmadan, inovasyondan, ekonomik kalkınmadan, eğitimden, kültürel çeşitlilikten, hoşgörüden, medeniyet birikiminden, şehir tasarımından, ARGEden, insana yatırımdan, kent bilincinden, finansal gelişimden, yatırımdan, yaşam kalitesinden, ekolojik dengeden, bilimden, teknolojiden, kozmopolit esneklikten, sevgiden, çevre planlamadan, yeşili korumadan, dünya çapında üniversitelerden, sürdürülebilirlikten geçiyor. İşte bunları başarabildiğimiz ölçüde sadece Avrupa'nın değil tüm dünyanın gerçek kültür başkenti haline gelebiliriz.

No comments: