Thursday, August 13, 2009

Ezbercilikten Yetkinlik Gelişimine: 21. Yüzyılın Altın Yeteneklerini Geliştirmek

Her öğrenci bağımsız olarak araştırma yapmayı, yenilikçi fikir üretmeyi, proje uygulamayı, takım çalışmasını, sunum becerilerini, etkili yazma ve konuşmayı öğrenmeli ve bol bol tecrübe etmelidir. Not verme sistemi ezbere dayalı sınavlarla değil çok boyutlu proje performansına dayalı olarak ölçülmelidir. Ezberlenen-unutulan bilgi yığınlarından ve tozlu-hantal-ezberci müfredattan acil olarak kurtulmalıyız. Katma değeri olmayan, uygulamaya dönüşmeyen, işe yaramayan, unutulan bilgiler müfredattan çıkarılmalıdır. Google zaten birkaç saniyede dünyanın bilgisini size sunuyor, bu kadar gereksiz bilgilerle çocukların aklını ambale etmeye gerek yok. Her öğretmen kendisine şunu sormalı: “Çocuklarımızı ve gençlerimizi 21. yüzyıla nasıl en iyi şekilde hazırlarız? Onlara hayatları boyunca kullanabilecekleri altın bilezikleri ve değerli becerileri nasıl kazandırırız? İş dünyasının aradığı mezunları nasıl yetiştiririz? Onların en iyi oldukları alanları nasıl keşfedebiliriz? Onların özel yeteneklerini ve güçlü yönlerini nasıl daha etkili şekilde açığa çıkarabiliriz? Dünya ile rekabet edecek seviyede bir alanda uzmanlaşan ve mükemmelleşen bireyleri nasıl yetiştiririz? Öğrencilerimiz öğrettiğiklerimizi mezun olduktan sonra hayatlarında kullanacaklar mı?”
Öğretmenlerimiz için her ilde profesyonel gelişim ve sürekli öğrenme merkezleri açmalıyız. Her öğretmen kendi alanında dünyada neler olup bittiğini takip etmeli, mesleki konferanslara, kongrelere, profesyonel gelişim atölyelerine, eğitimlere katılmalı. Her öğretmen dersini her dönemde sürekli yenilemeli, farklı ve yenilikçi yöntemler denemeli. Her öğretmen çocuklara bol bol proje, sunum, ve takım çalışması yaptırmalı. Her öğretmen alanında başarılı olmuş kişileri okula derslerine davet etmeli. Her öğretmen bölgesindeki kurumlarla ve şirketlerle sürekli bağlantı halinde olmalı. Her öğretmen dünya çapında en iyi eğitimcileri, uzmanlık sahasını ve eğitim modellerini bir taraftan izlerken, diğer yandan da orijinal eğitim yöntemlerinin ARGEsini yapıp sınıfında kullanmalı. "Iki günü eşit olan ziyandadır" kaidesince düşünme, yenilenme, fikir üretme, proje üretme, sürekli öğrenme ve profesyonel gelişim için bol zaman ayırmalı.

Amerika’daki eğitim sisteminin problemleri ile Türkiye’deki eğitim sisteminin pek çok problemi birbiriyle tam örtüşüyor: Çocuklarımızı değişen, gelişen, küreselleşen dünyaya yeterince hazırlayamıyoruz. İş dünyasının gerektirdiği profesyonel becerileri ve pratik yetkinlikleri onlara kazandıramıyoruz. 21. yüzyılda küresel bilgi ekonomisinde hayatta kalmak için gereken düşünme, yazma, sunum, iletişim, takım, proje ve teknoloji becerilerini ve yetkinliklerini çocuklarımızda geliştiremiyoruz. Ezbercilikten kurtulamıyoruz.

Hayata Çoktan Seçmeli Test Olarak Bakan Öğrenciler

Çocuklarımız ilkokuldan üniversiteye kadar çoktan seçmeli testler çözmeye odaklanan yarış atlarına döndüler. Yakınlarımın çocuklarına soruyorum, “Hayatta idealin nedir? Ne yapmak istiyorsun?” Verdikleri cevap: “Şıklar gelsin düşünürüz abi.”

Kritik Yetenek Açığını Kapatmak

Çocuklarımız problem çözme, sorgulama, araştırma, teknoloji kullanma, proje üretme, sıradışı düşünme, vizyon ve hayal kurma becerilerinden yoksun olarak yetişiyorlar. Bu problemler devlet okullarının yanısıra özel okulların da ortak problemi. Okul bırakma, başarısızlık ve işsizlik oranları bizde de Amerika’da da yüksek. Üstelik iş dünyasının aradığı kualifikasyonlara sahip olan nitelikli işgücü açığımız giderek büyüyor. İşte Türkiye’nin ve ABD’nin eğitim ile ilgili ortak problemleri. Bu yüzden Türkiye’deki bütün eğitimcilere, liderlere, okullara, öğretmenlere, müdürlere bu kitabı okumalarını tavsiye ediyorum. Bu kitap, 21. yüzyıl için bir eğitim manifestosu niteliği taşıyor.

İş Dünyasının Aradığı İnsan Tipi

Tony Wagner, dünyanın önde gelen iş dünyası liderleri ile görüşüyor ve okullarda yüzlerce dersi gözlemliyor. İş dünyasının aradığı insan tipi (kritik düşünen, kreatif fikirler üreten, iletişim becerileri olan, inisiyatif alan, proje üreten) ile okulların yetiştirdiği insan tipi (pasif, ezberleyen, heyecansız, verileni sorgulamadan alan) arasında müthiş bir boşluk ve fark olduğu sonucuna varıyor.

21. Yüzyılın Yedi Yetkinliği

Kitapta 21. yüzyılda küresel bilgi ekonomisine, iş dünyasına, üniversiteye ve evrensel vatandaşlığa tam olarak hazır olmak için gereken yedi hayatta kalma becerisi vurgulanıyor. Bu yedi beceriye “Altın Yetenekler” veya “21. Yüzyıl Yetkinlikleri” adı verebiliriz.

1) Kritik Düşünme ve Problem Çözme: 21. yüzyılda iş dünyasında bütün profesyoneller kritik ve eleştirel düşünme, sorgulama, analitik düşünme, sistemci düşünme ve problem çözme becerilerine sahip olmak zorunda.

2) Sistemler ve İnsanlar Arası İşbirliği Geliştirme ve Liderlik: 21. yüzyılda küresel bilgi ekonomisinde profesyoneller liderlik becerilerine ve insanları etkileme gücüne sahip olmalılar. Ayrıca kurumun bütün paydaşlarıyla, yönetim kurulu üyeleriyle, ortaklarıyla, müşterileriyle işbirliği ve kaliteli ilişki geliştirmek, onları sisteme dahil etmek, onların beklentilerine cevap verebilmek önemli hale geliyor.

3) Manevra Kabiliyeti, Değişime Uyum ve Hız: 21. yüzyılda belirsizlikle baş #gallery sb10066338a-002 edebilme, sürekli değişime uyum sağlama, hızlı önem kazanıyor. Organizasyonlarda yeniden yapılanma faaliyetleri ve sürekli değişim ajandaları yer aldığı için her profesyonelin değişime açık, uyumlu, hızlı, vizyoner ve sürekli öğrenen bireyler olmaları gerekiyor.

4) İnisiyatif Alma ve Girişimcilik: 21. yüzyılda organizasyonların zorlayıcı problemlerini çözmek ve kurumu ileriye taşımak için artık sadece liderlerin değil her çalışanın girişimci olması gerekiyor. Her profesyonel yetkilendirilmeli, inisiyatif alabilmeli, çözümler üretebilmeli, kurum içinde girişimci olmalı ve yeni projelerin öncüsü olabilmeli.

5) Etkili Sözlü ve Yazılı İletişim: Her mezunun sahip olması gereken en kritik beceriler etkili konuşma, sunum yapma ve yazma becerileri. Ne yazık ki iş dünyası liderlerine göre mezunların en eksik olduğu beceriler de iletişim becerileri. Bu yüzden okullardaki derslerde öğrenciler sürekli bu yeteneklerini kullanmalı ve mükemmelleştirmeliler.

6) Bilgiye Erişebilme ve Bilgiyi Analiz Etme: Küresel bilgi ekonomisinde bilgiye erişme, bilgi üretme, ve bilgiyi stratejik kullanma gibi beceriler giderek daha fazla önem kazanıyor. Her profesyonel Internet okyanusunda yolunu bulabilme, stratejik bilgiyi araştırma ve bulma, bilgiyi yorumlama ve stratejik avantaj dönüştürme konularında aktif katılımcı olmalı ve katma değer oluşturmalı.

7) Sürekli Öğrenme, Merak ve Hayal Gücü: Her profesyonel işine kendinden, kendi hayallerinden, kendi ideallerinden özgün bir şeyler katmalı. Her profesyonel zamanının bir bölümünü kendini yetiştirmek, alanında uzmanlaşmak, profesyonel yetkinliklerini arttırmak, perspektif ve vizyon geliştirmek için ayırmalı. Okullar hayat boyu öğrenen, okuyan, yazan, gelişen, fikir üreten, özgürce düşünen, hayallerinin peşinden giden bireyler yetiştirmeli.

Eğitimcilerimize Bir Uyanma Çağrısı

Bu yetkinlikleri geliştirmek için 21. yüzyılın okulları iş dünyası ve toplum ile sürekli diyalog ve işbirliği kurmalı. Eğitimcilerimiz ve çocuklarımız eski ezberci bilgi yığınlarından kurtulmalı ve hafiflemeli. Çocuklarımız iş dünyasında hayat boyu kullanacakları yukarıdaki yetkinliklere sahip olmalı. Bu yetkinlikler mezunlarımızın her meslekte kullanabilecekleri altın bilezikleri. Bunun için de okullarımız ve eğitimcilerimiz eğitime yepyeni bakış açıları getirmeli ve 21. yüzyılın eğitim modellerini sıfırdan tasarlayarak inşa etmeli. Tony Wagner’ın kitabı bu yüzden önemli ve bu kitaptaki tesbitler sadece Amerika için değil, Türkiye için de geçerli. Tony Wagner’ın kitabı Türkiye’deki bütün eğitimcilerimize, okullarımıza, liderlerimize, öğretmenlerimize, ve eğitim bakanlığımıza yönelik bir “uyanma çağrısı” ve “21. yüzyıl eğitim manifestosu” niteliği taşıyor. Mutlaka okunmalı, üzerinde düşünülmeli ve bunun ışığında eğitim modellerimiz yenilenmeli.

No comments: